Kişisel gelişim kavramını çok sevdik. Kurslar, kitaplar, seminerler, uzmanlar… Yalnız bu konuda da kaynağı ve dozu çok önemli galiba. Dünyada satış rekorları kıran -bestseller- kitaplar, mucizevi etkiler beklenen seminerler ya da bu konuda dünya çapında uzman denilen kişilerin söyledikleri bize uyarlanınca ne ifade eder? Kişisel gelişim kitapları ne kadar yararlı olabilir?
Dr. Muhammed Bozdağ‘ın Düşün ve Başar kitabını okurken, ben bunları biliyorum zaten diyorsunuz. Ardından da o zaman neden hepsini uygulamıyorsun sorusu geliyor. Varan 1: Bilmek yetmiyor, uygulamak lazım azimle. Varan 2: Her bilen uygulayan kitap yazamıyor. Var bir hikmeti, okumak lazım… Kitabı yazanın, kendine neyi referans aldığı çok önemli. Başkalarının hayatını yönlendirmeye dair sözler ediliyorsa, hayatın mutlak sahibini anmadan, düşünmeden olmaz. Bize uymaz… Şimdi’nin Gücü kitabının yazarı Eckhart Tolle‘ den kitap boyunca “Allahuekber” demesini bekledim, demedi. Ama, şunları söyledi:
…Nasıl güneş ışığı seçici değilse, sevgi de seçici değildir. O, tek bir insanı özel hale getirmez. O, bir insanı seçip de diğerlerini dışlamaz. Dışlayıcı sevgi Tanrı sevgisi değil, ego sevgisidir.
Açık bir ifadeyle, Allah’ın rahmetinin herkesi kuşattığı anlatılıyor. Eneye dikkat çekerek.
…Öyleyse başınıza bir felaket geldiğinde ya da bir şey ciddi bir biçimde kötüye gittiğinde, -ki bu bir hastalık, sakatlık, evinizi, servetinizi ya da toplumsal kimliğinizi yitirmek, yakın bir ilişkinin bozulması, sevdiğiniz insanın ölümü ya da ıstırap çekmesi veya sizin ölümünüzün yaklaşması olabilir. Onun bir başka yanı da olduğunu bilin, bu acı ve ıstırap adi metalinin simyasal bir biçimde altına dönüşmesidir. O arada tek adıma teslimiyet denir…
Ben okuyunca Allahuekber dedim… Teslimiyet, tevhid… “İman tevhidi, tevhid teslimiyeti, teslim tevekkülü, tevekkül saadet-i dareyni iktiza eder.”* Kişisel gelişimin anahtarlarını anlatırken, bunları açıkça söyleyip ön kabul almayan bir düşünce yapısının bize faydası olur mu? Ya da hakikati yok sayarak, ben kavramı üzerinden inşa ettirilen gelişimin kişiye faydası mı olur zararı mı?
Düşün ve Başar’da, inanç ve gereklerinin hayatımız üzerindeki etkisi üzerine sık sık vurgu yapılıyor.Bu da insana motivasyon sağlıyor. Kitaptan rehber satır başlarından birkaçı:
*Hayat bilmediğini aramaktır, aramamak yaşamamaktır.
*Yetenekleriniz hedefleriniz için çalışan askerlerinizdir.
*Büyük zihin gücü, şimdiyi bilinçli yaşamakla gelişir.
*Değerlerinizi tanıyın ki coşkuyla şükredebilesiniz.
*Bunalıma girmek istiyorsanız, işlerinizi sürekli erteleyin.
*Af, tövbe ve helalleşme en temelden temizlenmedir.
*İşi bitirme zamanı belirleyin ki kendinizle yarışasınız.
*Görevini önceden öğrenen beyin daha iyi hizmet eder.
*Keşke demek, gerekli mücadeleleri terk etmektir.
Kitabın finalinde, “Çiçek köklerinden sulanarak, insan kalbinden beslenerek büyür. Dünyaya, cennetin sevgi ve coşku okyanusunda kanatlanmak üzere köklenip dal budak salmaya geldiniz.” yazıyor.
Şimdinin Gücü‘ nde ilk cümle de şu “Siz evrenin ilahi amacının gerçekleşmesini sağlamak için buradasınız. Siz işte bu kadar önemlisiniz!” Evren, ilahi amaç sözleri hakikati tam anlatmaya yetmiyor. En azından bizim için.
Kişisel gelişim kitapları ile ilgili, uzmanların üzerinde durduğu şu:
Yazanların insan psikolojisini bilmesi gerekli. Yapay bir güven duygusu oluşturmak, yarardan çok zarar veriyor. Bu kitapları çözümü bilen birer danışman gibi görmek yerine, çok okuyarak kendi analitiğimizi yapabilmek daha mantıklı. Okuyarak zihnimizi bir büyüteç haline getiriyoruz. Zararları ayırt edebilen, faydaların da hiçbirini kaçırmadan gören bir mercek, tıpkı bir üçüncü göz gibi…
Dr. Muhammed Bozdağ‘ın Düşün ve Başar kitabını okurken, ben bunları biliyorum zaten diyorsunuz. Ardından da o zaman neden hepsini uygulamıyorsun sorusu geliyor. Varan 1: Bilmek yetmiyor, uygulamak lazım azimle. Varan 2: Her bilen uygulayan kitap yazamıyor. Var bir hikmeti, okumak lazım… Kitabı yazanın, kendine neyi referans aldığı çok önemli. Başkalarının hayatını yönlendirmeye dair sözler ediliyorsa, hayatın mutlak sahibini anmadan, düşünmeden olmaz. Bize uymaz… Şimdi’nin Gücü kitabının yazarı Eckhart Tolle‘ den kitap boyunca “Allahuekber” demesini bekledim, demedi. Ama, şunları söyledi:
…Nasıl güneş ışığı seçici değilse, sevgi de seçici değildir. O, tek bir insanı özel hale getirmez. O, bir insanı seçip de diğerlerini dışlamaz. Dışlayıcı sevgi Tanrı sevgisi değil, ego sevgisidir.
Açık bir ifadeyle, Allah’ın rahmetinin herkesi kuşattığı anlatılıyor. Eneye dikkat çekerek.
…Öyleyse başınıza bir felaket geldiğinde ya da bir şey ciddi bir biçimde kötüye gittiğinde, -ki bu bir hastalık, sakatlık, evinizi, servetinizi ya da toplumsal kimliğinizi yitirmek, yakın bir ilişkinin bozulması, sevdiğiniz insanın ölümü ya da ıstırap çekmesi veya sizin ölümünüzün yaklaşması olabilir. Onun bir başka yanı da olduğunu bilin, bu acı ve ıstırap adi metalinin simyasal bir biçimde altına dönüşmesidir. O arada tek adıma teslimiyet denir…
Ben okuyunca Allahuekber dedim… Teslimiyet, tevhid… “İman tevhidi, tevhid teslimiyeti, teslim tevekkülü, tevekkül saadet-i dareyni iktiza eder.”* Kişisel gelişimin anahtarlarını anlatırken, bunları açıkça söyleyip ön kabul almayan bir düşünce yapısının bize faydası olur mu? Ya da hakikati yok sayarak, ben kavramı üzerinden inşa ettirilen gelişimin kişiye faydası mı olur zararı mı?
Düşün ve Başar’da, inanç ve gereklerinin hayatımız üzerindeki etkisi üzerine sık sık vurgu yapılıyor.Bu da insana motivasyon sağlıyor. Kitaptan rehber satır başlarından birkaçı:
*Hayat bilmediğini aramaktır, aramamak yaşamamaktır.
*Yetenekleriniz hedefleriniz için çalışan askerlerinizdir.
*Büyük zihin gücü, şimdiyi bilinçli yaşamakla gelişir.
*Değerlerinizi tanıyın ki coşkuyla şükredebilesiniz.
*Bunalıma girmek istiyorsanız, işlerinizi sürekli erteleyin.
*Af, tövbe ve helalleşme en temelden temizlenmedir.
*İşi bitirme zamanı belirleyin ki kendinizle yarışasınız.
*Görevini önceden öğrenen beyin daha iyi hizmet eder.
*Keşke demek, gerekli mücadeleleri terk etmektir.
Kitabın finalinde, “Çiçek köklerinden sulanarak, insan kalbinden beslenerek büyür. Dünyaya, cennetin sevgi ve coşku okyanusunda kanatlanmak üzere köklenip dal budak salmaya geldiniz.” yazıyor.
Şimdinin Gücü‘ nde ilk cümle de şu “Siz evrenin ilahi amacının gerçekleşmesini sağlamak için buradasınız. Siz işte bu kadar önemlisiniz!” Evren, ilahi amaç sözleri hakikati tam anlatmaya yetmiyor. En azından bizim için.
Kişisel gelişim kitapları ile ilgili, uzmanların üzerinde durduğu şu:
Yazanların insan psikolojisini bilmesi gerekli. Yapay bir güven duygusu oluşturmak, yarardan çok zarar veriyor. Bu kitapları çözümü bilen birer danışman gibi görmek yerine, çok okuyarak kendi analitiğimizi yapabilmek daha mantıklı. Okuyarak zihnimizi bir büyüteç haline getiriyoruz. Zararları ayırt edebilen, faydaların da hiçbirini kaçırmadan gören bir mercek, tıpkı bir üçüncü göz gibi…
Kişisel gelişim hem kitaplardan öğrenilmeyecek kadar zor hem de insanın düşünerek, hissederek başarabileceği kadar kolay…
*Sözler/23.söz
26 Ocak 2016, 20:48
Bunalıma girmek istiyorsanız işlerinizi sürekli erteleyin. Ertelemek zamanla alışkanlığa dönüşüyor. Ve bir bakıyorsunuz etrafınız ertelenmiş islerle dolmuş taşmış. Sonra arkasın dan 'nereden başlasam' bunalımı geliyor. Benim parolam "simdi yap kurtul!"
26 Ocak 2016, 20:58
Ertelemek, başlamanın düşmanı gibi. Düşün, başla, bitir. Şimdiki zamanın kıymetini bilmek de onu yaşayıp, kritiğini yapıp yeni başlangıçlara yer açmakla olur herhalde. Şimdi yap kurtul güzel parola…Kendimize emir kipi kullanmamız gerekiyor ara sıra da olsa…Anne Güncesi'ne selamlar, ertelenmeyen ideallerinde kolaylıklar diliyorum..