ANNEMİN TARİF DEFTERİ

Annemin tarif defteri

Yaprakları sararmış, yer yer silinmiş yazılar, kim bilir ne zaman, hangi heyecanlarla yazılmış satırlar… Belli ki epey eski, belki yeni yeni mutfağa girmeye başladığı ilk genç kızlık yılları veya kendi yuvasında çömezlik zamanlarında yazmış belki ona da büyüklerinden kalmış. İçinde en basit yemek tarifleri bile var, makarna da basittir ama lapa ile diri arasında bazen yarım bardak su vardır. Acemiye kolay yok, ustaya da zor yok… Annemin tarif defteri ile elimde tutamadığım, kaybettiğim tüm yadigarların anısına kavuşmuş gibi oldum. Yazısı, ifadeleri, sıcaklığı hatta masumiyeti ile alıp sarasım geliyor.

Düşünüyorum da o zamanlar, birkaç gün önceden haber vermeler yok. Teklifsiz olma sözünün icat edildiği zamanlar, çocuk tembihlenip gönderilir. “Müsaitseniz/bir maniniz yoksa annem bugün size gelmek istiyor.” Çoğunlukla, “Aa buyursun gelsin, selam söyle.” cevabı alınır. Gelen komşudur, arkadaştır, ahbaptır uzak ya da yakın candır. Kasıp, germe alışkanlığı yok. İlla ki farklı çeşit yapacağım derdi de yok. Hemen bir kek çırpılır, yanına poğaça. Küçük pasta tabakları doldu bile. Kek, poğaça ve çay kokusu bir de evde candan misafir sesi. Öyle özledim… Bu ikisine bir de çay kaşıklarının sesi eklendi mi o zamanlara ışınlanmak daha kolay sanki.Annemin tarif defteri

                                                                                                                Lezzetleri fotoğraflarken sabırsızlananlar parmak kaldırsın:)

İnternet, bloglar, yemek dergileri bu kadar gündemde değilken annelerin tarif defterleri en popülerdi. “Ayşe’nin kurabiyesi”, “Elif’in pastası”, “Merve’nin böreği” diye tarifler yazılırdı. Daha o zamanlardan her kadın bir marka idi aslında. Hepsi o tariflere biraz hikayesini eklese biraz da resimlerle süslese kesin çok satanlar listesine giren kitapları, binlerce tıklanan blogları olurdu. Hikaye kısmı önemli, hakiki hikayenin, amatör ruhun her zaman talibi çok. Annemi yaptığı bir yemeğin, kekin, böreğin fotoğrafını çekerken düşünemiyorum. Bunu garip bulmanın yanında, aa olur mu, görenlerin canı çeker göstermeden ye bakiim diyeceğine eminim. Oyun arası acıkıp eve gelince ekmek arasına konan domates peynirin iştah arttıran kokusu bir yana dışarıda bekleyen oyun bir yana. Ama dışarıda yemeye izin yok, canları çeker. Anne domates, peynir, ekmek herkesin var, Iııhh dışarıda olmaz.

Her annenin özel bir tarifi vardır

Annemin tarif defteri gel beni karıştır, oku diye bakıyor hep. Neler var neler… Gerdan tatlısı, özellikle kurban bayramını takip eden günlerde koyunun gerdan etinden yapılan bir tatlı. İzmir’e özgü bir lezzet, merak edenler buradan bu özgün lezzzetin tarifine bakabilir. Ben de İzmir kızıyım ama kaç tane memleket yemeği yapıyorum acaba? Kızlarımın anne İzmirli olacaksın, hiç pişi yapmıyorsun demesi de ayrı.  Ben de severek Ege yemekleri yapıyorum tabi. Sağlıklı mutfakanne mutfağı mı? Anne mutfağı tabi de, şimdi gdo katkılı madde konusuna girersem bu sıcak yazı soğuyacak. Mesela ben geleneksel kızartma yapmıyorum, fırında sağlıklı kızartma yapıyorum (fena da olmuyor hani:) ama annemin kızartmaları of of… Çıtır çıtır patlıcan biber ve sarmısaklı yoğurtla lezzetin zirvesi. Ertesi güne kalırsa daha da güzel. Ne katıyordu içine? Ben de sevgi ile yapıyorum ama o lezzet yok işte.Annemin tarif defteri

                                                                                                                                            Elmalı kurabiye ile çocukluk günleri

En basit yemekleri bile ayrı güzeldi, makarnayı yaparken çoğu zaman yağının içine tulum peyniri ufalayıp koyar, tereyağında cızırdayıp pembeleşen peynirler hem nefis bir koku verir hem de tat katardı. Bazen ben de öyle yapıyorum, tavsiye ederim. Tel şehriye çorbasına minik minik köftelar katardı, hatta ilk mutfak deneyimim o minik köfteleri yapmaktı denebilir. Na kadar özenle yuvarladığımı hatırlıyorum:) Pilavın üzerine tarçın ekerdi mesela, ben uzun bir süre bütün pilavların böyle yapıldığını sanmıştım, hatta diğerlerine beyaz pilav adını verdim bir süre sonra. 

Hamarat annenin tembel kızıyım

Ben hamarat annenin tembel kızıyım. Kızına kıyamayan annemin hünerli ellerine göz hırsızlığı yaptım, kaptıklarımla yetinmek zorunda kaldım. Hamur tahtası olan bir evdi bizim ki baklava, börek el açması yufka ile yapılırdı. Özellikle hafta sonları yaptığı börekler ve daha pişmedi mi sorusu ile fırın etrafında dolanan ahali. Biraz Osmanlı mutfağı biraz Ege biraz Trakya. Annemin elinin değdiği her yemek bizden olurdu. Annem aşçı ben yamak mutfakta modası geçmeyen, unutulmayanlar listesinde olan bir tarif de elmalı kurabiyedir bana göre. Annem ise muz kurabiye adıyla yine hamur tahtasını çıkartıp yapardı. Elma, tarçın, cevizin muhteşem tadı, ağızda dağılan kurabiye lezzeti. Tarif yazmıyorum çünkü herkesin bir elmalı kurabiye tarifi vardır, ben kabartama tozu yerine bir tepeleme çay kaşığı karbonat kullanarak hafızamdaki tadı yakaladım. Annemin tarif defteri de giderek modernleşmişti, ilk elmalı tartı yaparken üzerine kafes kafes hamuru heyecanla yerleştirmiştik annemle. Amma havalı olmuştu:)

Anne eli lezzeti gibi çocuk eli lezzeti de var

Hamd olsun, benim de iki kızım var. Öyle tatlı ve öyle tembeller, tıpkı anneleri gibi. Anne eli lezzeti ne kadar başka ise insanın çocuğunun elinden yediği de bir başka oluyor. Büyük kızım hevesli, dergi ya da bloglardan denemeler yapıyor ara sıra. Bir güzel de fotoğraflıyor, onun da şimdiden spesiyal tarifleri var, kakaolu ıslak kurabiyesini çerez gibi yiyoruz, pasta denemeleri de gayet başarılı. Küçük de heveslendi, aklına eserse tarifler deniyor, sahiden eline sağlık diyoruz:) Anne lezzeti efsane ama çocuğunun elinden de bir başka güzel oluyor ya hu. Tıpkı anneannesi gibi tarifleri yazdığı kağıtlar var, söyleceğim onları atmasın. Annemin tarif defteri yazıp saklasın.

Acaba benden hatıra hangi tarifler kalır kızlarıma? Bu bilgi ve iletişim yoğunluğu içinde hafızalarında yer kalmayacak belki de. Sürekli güncellenen yeni bilgiler arasında sadece his olarak durur belki anne lezzeti kim bilir? Olsun ben de dijital kayıtlar yapıyorum, yemek.com’da yazmayı bu yüzden seviyorum. Annem neler yazmış/yapmış bak demenin bir yolu. Annemin tarif defteri yerine geçer mi bilmiyorum ama sıcak sıcak burada da yazıyorum işte, onlarda okuyuversin:) Artık flash belleğe kayıt mı ederler, çıktı alıp tarif defteri mi yaparlar bilmem. Dijitalın yenemeyeceği hiçbir zaman online olmayacak şeyler var, mesela annemin tarif defteri… 

12 yorum
  • Cevapla Yağmur Yağar

    29 Nisan 2016, 17:54

    Sahi ne güzeldi o günler.. Anneminde benzer defterleri mevcut her açtığımızda o günler gelir aklımıza. Misal şuan aklıma ocağın üzerinde kek yapmaya yarayan üzerinde küçük bir cam kapağı bulunan kek tenceresi geldi. En sevdiğim kakaolu kek pişerken başında bekler o küçücük camdan kabarmasını izlerdim..hey gidi hey 🙂

  • Cevapla Destina

    29 Nisan 2016, 17:54

    Çok nostaljik olmuş
    ne guzelde dile getirmissin yuregindekileri teşekkürler…

  • Cevapla Begonvil Sokağı

    29 Nisan 2016, 17:56

    Bir defter kıpırdattı bazı şeyleri, ben de hatırladım mutlu oldum. Paylaşıyoruz birlikte ben teşekkür ederim.

  • Cevapla Begonvil Sokağı

    29 Nisan 2016, 17:59

    Ya evet aslında onu da yazacaktım arada unutmuşum. Aynı şeyi ben de yapardım. Bir de kek hamurunu karıştırmaya yardım bahanesi ile aşırmanın tadı başka nede olur bilmiyorum. Baba ocağında o kek tenceresini hala saklıyor ve kek yapıyorum, camdan da sıkı sık bakıyorum. Sevgiler…

  • Cevapla Anna

    29 Nisan 2016, 23:01

    Öncelikle bloğuma bıraktığınız o güzel zarif yorum için çok teşekkür ederim. Benim için çok kıymetli olan ziyaretlerinizi ve yorumlarınızı vehimlerin seline kapılıp gitmesine izin vermeyin.
    Teklifsizce gelinebiliyorsa samimiyet vardır ki ah ne güzel.
    Akla gelebilmek ayrıca kıymetli benim için. Sağolun.
    Yukardaki fotoğrafa bayıldım. Yazısına da kadrajına da..
    Tümüyle güzel bir paylaşım ve güzel hatırlatmalar bunlar. Siz devam edin lütfen :))
    Çok sevgiler.

  • Cevapla Gezgin Kova

    29 Nisan 2016, 23:01

    Eski günleri her zaman arayan biri olarak yazınızı çok haz alarak okudum. Genelde iki çeşit yapılırdı küçük tabaklarda "pasta tabakları" sunulurdu ne de doyurucu olurdu. Eskiden kabartma tozzu yerine daha çok karbonat kullanılırdı onun da dozunu iyi ayarlamak gerekiyor galiba.
    Sevgiler.

  • Cevapla Begonvil Sokağı

    29 Nisan 2016, 23:09

    Değişimleri de yenilikleri de güzel kılan anılar. Gülümseyerek hatırlıyorsak keyif alıyoruz. Anne olunca daha da net görünüyor bazı şeyler o da güzel. Benden de sevgiler. (Karbonat konusunda haklısınız.)

  • Cevapla Begonvil Sokağı

    29 Nisan 2016, 23:17

    Düşünceler ve hisler karşılıklı… Alabileceğim ne varsa almayı, en az kendi beklentim kadar da verebilmeyi diliyorum blog vesilesiyle. Gönlümüz hassas terazi. Ortak dualar ve faydalar diliyorum. Çok sevgiler.
    (Anonim görseller dışındaki bütün fotoğrafları kızım çekiyor. Bazen küçük stüdyolar bazen arşivden. Ama ekibiz, fotoğraf hobisi olduğu için bu görev onun. Ben şimdilik asiste ediyorum.)

  • Cevapla BirTatlıHuzur

    30 Nisan 2016, 19:05

    Anacığım okur ama yazamaz. Okula göndermemişler. Bir şekilde harfleri tanımış . Ben 1. sınıfa başladığımda okumayı sökmeme yardımcı olmaya çabalamış kendince. Bu çaba ona okur olmayı armağan etmiş. Canım annem. Tarif defteri yok belki ama Kızım okusun diye çırpındı. Hayatı tarif etti bize. Ben hayatımın büyük bir kısmını onun tarifleriyle yaşıyorum.

  • Cevapla Begonvil Sokağı

    30 Nisan 2016, 19:12

    Dediğiniz çok doğru en değerli tarifleri hayat üzerine, hem de hiç bitmek bilmeyen ömürlük bir çaba. Annelik farklı bir boyut sıradan hiç bir şeyle kıyaslanmaz. Harflere de ihtiyaçları yok hesaba da. Onları izlemek yeterli, ellerinden çıkan ne varsa da eşsiz bizim için. Nur olsunlar yaşarken de, ebediyette de.

  • Cevapla camdandusler

    13 Mayıs 2016, 20:18

    Ne güzel bir yazı olmuş böyle annenizin tarif defterindeki yazılar da kimbilir hangi yaşanmısliklar, birazdan komşu gelecek çabuk yapmalıyım heyecanı ve lkarışık duygular vardır benim annemin de tarif defteri vardı o bilmez tasinmalar sırasında kaybolduğunu zannetse de saklarim dokunmaya kiyamadan birgün cocuguma da kalıp yasanmisliklari canlı canlı gormesini isterim 🙂

    • Cevapla begonvilsokagi.com

      5 Kasım 2018, 20:37

      Ben de öyle hevesle ve mutlulukla yazdım ki. Her annenin bir tarif defteri vardır, bize düşen de onları saklamak, bulup yapmak her halde. Bakıyorum da ne kadar sade hepsi, Bazen yemek yapmak işkenceye dönüşebiliyor modern tariflerde. Anne yemekleri bir tane, ben kıymalı patates yemeğini çok severdim. Basit bir yemek ama yok böyle lezzet..
      Yorumunuza çok teşekkür ederim. Sevgiler selamlar…

Write a comment